Davranış ve Bilişsel Psikoloji

Psikolojinin temel konularından biri, davranış ve bilişsel süreçlerdir. Davranışçılar, gözlemlenebilir davranışların nedenlerini ve sonuçlarını incelerken, bilişsel psikologlar insan zihninde olup bitenlere odaklanırlar.

Davranışçılığın kökenleri, John B. Watson'ın 1913 yılında yayınladığı "Davranışçılık" makalesine dayanmaktadır. Watson, psikolojinin nesnel bir bilim olması gerektiğine ve bunun için yalnızca gözlemlenebilir davranışların incelenmesi gerektiğine inanıyordu. Davranışçılar, davranışın uyarıcılar (çevresel olaylar) ve tepkiler (organizmanın davranışları) arasındaki ilişkilere bağlı olduğunu savunurlar.

Bilişsel psikoloji, 1950'lerde davranışçılığın sınırlamalarına bir tepki olarak ortaya çıktı. Bilişsel psikologlar, insan zihnin bir "kara kutu" olmadığına ve davranışı anlamak için içsel süreçlerin incelenmesinin gerekli olduğuna inanıyorlardı. Bilişsel psikoloji, dikkat, bellek, dil ve problem çözme gibi alanlarla ilgilenir.

Davranış ve bilişsel psikoloji, birbirini tamamlayan yaklaşımlardır. Davranışçılık, gözlemlenebilir davranışları anlamak için bilimsel bir temel sağlar, bilişsel psikoloji ise bu davranışların altında yatan zihinsel süreçleri araştırır.